Âb-ı Hayat – 2654
Enver abiler buyurdular ki; Bir gün bir arkadaş, Hıristiyanlıkla Müslümanlık arasında ne fark var, dedi. Çok büyük farklar var dedim. Şekil olarak soruyorum dedi. O zaman dur sana söyleyeyim. Hristiyanlıkta gösteriş esastır. İslamiyyette gizlilik esastır. Fransa’da bir adam var, sonradan müslüman oldu. Filistinli bir hanımla evlendi, Türkiye’ye geldi. Bir evde özel bir toplantısı yapıldı. Bizi düğününe çağırdı, düğününe gittik. Orada ona, Fransa kültürünü iyi biliyorsunuz, orada yetiştiniz, sonra müslüman oldunuz. Siz arada ne fark görüyorsunuz, diye soruldu. Ben çok büyük bir fark gördüm. Avrupa kafasında daima bir şeyi nasıl yaparım sorusuna cevap aranır; ama islamiyyette ayrıca bir de niçin sorusu vardır. Çünki Allahü teala kabre girdiğimiz zaman, niçin Camiye girdin, niçin esnaflık yaptın, niçin muhtarlık yaptın, niçin sandalyeye çıkıp koltukta oturup konuştun, niçin dinledin, diye soracak dedi, dedim. Bu niçin sorusu var ya, iflahımızı kesti. Mü’min bunu kendisine sormazsa, ahirette Cenab-ı Hak sorduğu zaman ne cevap verecek? Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” gibi bir pehlivan, Ömer gibi yüce, mübarek bir zât, her akşam yatağa yatmadan evvel kendi kendisine, ya Ömer, bugün Allah için ne yaptın, diye sorarmış.