Şânı çok yüce olacakdır

İmâm-ı Abdürrahmân Cevzî hazretleri (Kitâbü’l-vefâ fî fadâil-il Mustafâ) adlı kitâbında şöyle bildirmişdir: Hazret-i Habîb-i Ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” on yaşında iken amcası Zübeyr ile bir sefere çıkdı. Bir dereye vardıklarında, orada erkek bir deve gördüler. Kimseyi dereden geçirmiyordu. Kervândakiler dönmek istediler. Hazret-i Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ben bu husûsda işinizi hâllederim, buyurdu. Sonra ileriye doğru yürüdü. Deve, Habîb-i Ekrem hazretlerini görünce yere yatdı. Hazret-i Resûlullah kendi devesinden inip, onun üzerine bindi. Onu sürüp oradan uzaklaşdırdı. Kervândakiler dereyi geçdikden sonra, üzerinden inip salıverdi ve kendi devesine bindi. Seferden dönüşlerinde yine bir dereye rastladılar. Bu derenin suyundan geçemediler. Kervândakiler durdular. Hazret-i Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hepiniz beni ta’kîb ediniz, buyurdu. Sonra kendisi önden yürüdü. O sırada Allahü teâlâ azze ve celle o derenin suyunu kurutdu. Hepsi râhatca geçdiler. Mekkeye vardıklarında Kureyş arasında bu hâdiseleri anlatdılar. Muhammedin “sallallahü aleyhi ve sellem” şânı çok yüce olacakdır, dediler.