İki kürek kemiği arasında nübüvvet mührü vardır.
Selmân-i Fârisî “radıyallahü anh” müslimân olmadan önce birçok râhib ile sohbet etmiş, pekçok patriğin hizmetinde bulunmuşdu. Herbiri ömrünün sonunda başka
DevamSelmân-i Fârisî “radıyallahü anh” müslimân olmadan önce birçok râhib ile sohbet etmiş, pekçok patriğin hizmetinde bulunmuşdu. Herbiri ömrünün sonunda başka
DevamHicret sırasında Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” yolda iken, Büreyde-i Eslemî, kabîlesinden yetmiş kişiyle Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” önüne
DevamResûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” hicret sırasında Ümmü Ma’bedin çadırına ulaşdığında, müşrikler ne tarafa gitdiğini bilemediler. O gün Ebû Kubeys
DevamZemahşerî, (Rebîül-Ebrâr) adlı kitâbında şöyle rivâyet etmişdir: Ümmü Ma’bedin kızkardeşinin oğlu Hindden, o da Ümmü Ma’bedden şöyle nakl etmişdir: Resûlullah “sallallahü aleyhi
DevamResûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” hicret ederken, yolda Ümmü Ma’bedin çadırına uğradılar. O, Resûlullahı bilmiyordu. Ey Ümmü Ma’bed! Yanında hiç
DevamMüdlec oğulları kabîlesinin reîsi Sürâka şöyle anlatmışdır: Kavmimin arasında oturuyordum. Bir kimse geldi ve deniz sâhilinde bir karartı gördüm. Zan
DevamResûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” mağaranın içine girer girmez, o gece mağaranın kapısının
DevamO gece Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” ile birlikde Sevr dağında bir mağaranın önüne
DevamResûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” Mekkeden Medîneye hicret etmesi bildirildiği zemân, bi’setin ondördüncü senesi idi. Mekkeden ayrıldığı gece, Kureyş müşrikleri
DevamMâzin bin el-Gadviyye “radıyallahü teâlâ anh” şöyle anlatmışdır: Kavmimizin bir putu vardı. Herkes ona tapardı. Bir gün o putun önünde
Devam