Cebrâîl aleyhisselâm da öyle yapdı

Şâm seferinden dönüşde, Merrüzzahrâna geldiler. Kervânda hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk da vardı. Meysereye kervânın dönüşünü müjdelemek için Muhammedi “sallallahü aleyhi ve sellem” hazret-i Hadîceye gönder dedi. Meysere kabûl edip, hazret-i Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” gönderdi. Kâfilede Ebû Cehl de vardı. Muhammedin “sallallahü aleyhi ve sellem” yaşı küçükdür. Başka birisini gönderelim, dedi. Meysere, yaşı küçük ama çok akllıdır, dedi. Hazret-i Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” müjdeci olarak gitmek üzere yola çıkdı. Bir müddet gitdikden sonra, deve üzerinde uyudu. Deve yoldan çıkdı. Allahü teâlâ Cebrâîl aleyhisselâma devenin yularından tutup, doğru yola çek. Üç günlük yolu bir günde kat’eyle diye emr buyurdu. Cebrâîl aleyhisselâm da öyle yapdı. Bu ma’nâda Allahü teâlâ [Duhâ sûresi 7.ci âyetinde meâlen] (Seni şaşırmış bulup, doğru yola erişdirmedi mi) buyurdu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” o gün Meyserenin mektûbunu hazret-i Hadîceye ulaşdırdı. Aynı gün tekrâr geri döndü. Kervâna yaklaşınca Ebû Cehl uzakdan görüp, sevindi. Ey Meysere benim sözümü dinlemedin. İşte Muhammed, yolu şaşırıp geri dönmüş, dedi. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk ve Meysere üzüldüler. Hazret-i Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” kervâna ulaşıp, hazret-i Hadîcenin mektûbunu Meysereye verdi. Meysere sevinerek Ebû Cehle, anlaşıldı ki, Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” şaşırmamış, sen şaşırmışsın, dedi. Ebû Cehl utanıp rezîl oldu. Ben Onun üç günlük yolu bir günde gitdiğine ve bu mektûba inanmıyorum. Bu mümkin değildir, dedi. Kendi kölemi göndereceğim diyerek kölesini gönderdi. Sonunda doğru olduğunu öğrenince, çok mahcûb oldu, üzüntüsü iyice artdı.