Bir gece rü’yâmda Mekkeyi bir karanlığın kapladığını gördüm.
Abdürrahmân bin Cevzî (Kitâb-ül-Vefâ fî ahvâlil Mustafâ) adlı eserinde, Hâlid bin Sa’îd bin Âs “radıyallahü anh” hazretlerinin şöyle anlatdığını nakl etmişdir: Bir gece rü’yâmda Mekkeyi bir karanlığın kapladığını gördüm. Öyle ki, bir kimse kendi elini göremezdi. Bu esnâda zemzem kuyusundan bir nûr çıkdı, gökyüzüne yükseldi ve Kâ’be üzerine ışık verdi. Sonra Mekkenin temâmını aydınlatdı. Sonra da Medînenin hurmalıklarını aydınlatdı. Öyle ki, hurma ağaçlarının dalları üzerindeki hurma koruklarını o nûrun aydınlığında görüyordum. Bu hâlde iken uyandım. Rü’yâmı kardeşim Amr bin Sa’îde anlatdım. Kardeşim firâseti kuvvetli bir kimse idi. Ey kardeşim! Bu iş Abdülmuttalib oğullarından zuhûr edecek. Görmezmisin o nûr onların atalarının kazdığı kuyudaki sudan çıkmış. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” Peygamberliği bildirilince, huzûruna gidip o rü’yâmı anlatdım. Bana ey Hâlid! Vallahi o nûr benim. Ben Allahü teâlânın Resûlüyüm, buyurdu. Sonra îmân edilecek şeyleri bildirdi. Ben de müslimân oldum. Sonra kardeşim Amr da müslimân oldu.