Yalan söyleyemem

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” meşhûr pehlivân Rügâne bin Zeydi gördü. Henüz îmân etme zemânın gelmedi mi. İster misin sana mu’cize göstereyim, buyurdu. Rügâne karşıdaki ağacın yarısını çağır yanına gelsin, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ağacın yarısını çağırdı. Ağaç yarıldı ve yarısı huzûruna geldi. Sonra geri git buyurdu, tekrâr geri gidip, diğer yarısıyla birleşdi. Bu hâdiseyi nakl eden râvî şöyle demişdir: O ağacı gördüm. İki parçasının birleşdiği yer uzun bir ip gibi belli idi. Rügâne bu mu’cizeyi görünce, ben bunları bilmem. Seninle güreş tutalım. Eğer beni yenersen koyunlarımın yarısı senin olsun, dedi. Güreşdiler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” yendi. Rügâne bir dahâ güreşelim, dedi. Yine yenildi ve Kureyşlilerle karşılaşınca onlara ne söyleyeceksin diye sordu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Rügâneyi güreşde yendim ve koyunlarının yarısını aldım derim, buyurdu. Rügâne, öyle söyleme, bana hoş gelmez. Koyunları bana bağışladı dersin, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, yalan söyleyemem buyurdu. Rügâne, sen hiç yalan söylemez misin dedi. Evet, Rabbime söz verdim, söylemem buyurunca, Rügâne müslimân oldu.