Allahü teâlâ dînini gönderince
Zübâb bin Hâris “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır: Câhiliyyet zemânında bir putum vardı, ona tapardım. Cinnîden de bir dostum vardı. Arablar
DevamZübâb bin Hâris “radıyallahü anh” şöyle anlatmışdır: Câhiliyyet zemânında bir putum vardı, ona tapardım. Cinnîden de bir dostum vardı. Arablar
DevamMesrûkdan “rahmetullahi aleyh”, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Kur’ân-ı kerîm okurken, gece cinnîlerin gelip dinlediklerini, Resûlullaha kim haber verdi diye
DevamAbdüllah ibni Mes’ûd “radıyallahü anh” şöyle nakl etmişdir: Bir gece Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” elimden tutup, beni Mekkenin bir
DevamResûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bir gece teheccüd ile meşgûl idi ve Kur’ân-ı kerîm okuyordu. Nusaybin cinnîlerinden yedi cinnî oraya
DevamResûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bir gece, (Yâ Rabbî! Ömer bin Hattâb veyâ Ebû Cehl bin Hişâmdan biriyle islâmı kuvvetlendir) diye, düâ
DevamResûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” meşhûr pehlivân Rügâne bin Zeydi gördü. Henüz îmân etme zemânın gelmedi mi. İster misin sana
DevamBir gün müşrikler, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yanına geldiler. Eğer sen peygamberlik da’vâsında doğru isen, ayı ikiye ayır da
DevamKureyş müşrikleri, Ebû Tâlibin himâyesi sebebiyle, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile mücâdele edemeyince âciz kaldılar. Bir yere toplanıp, Abdülmuttalib
DevamBir gün müşrikler Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” çok incitmişler ve mubârek yüzünden kan akıtmışlardı. Bir yere oturmuşdu ve son
DevamResûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bir gün Kureyş kâfirlerinin şerrinden dolayı Mekkenin dışına çıkmışdı. Uzakdan bir karartı gördü. Yaklaşınca deve
Devam