Şânı çok yüce olacakdır
İmâm-ı Abdürrahmân Cevzî hazretleri (Kitâbü’l-vefâ fî fadâil-il Mustafâ) adlı kitâbında şöyle bildirmişdir: Hazret-i Habîb-i Ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” on yaşında iken
Devamİmâm-ı Abdürrahmân Cevzî hazretleri (Kitâbü’l-vefâ fî fadâil-il Mustafâ) adlı kitâbında şöyle bildirmişdir: Hazret-i Habîb-i Ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” on yaşında iken
DevamHazret-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” her sabâh uykudan uyanınca, yüzünden nûr yayılırdı. Ebû Tâlibin oğulları Onun yüzünün nûru ile
DevamHazret-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” dedesi Abdülmuttalibin yanında kalıyor idi. O vefât edince amcası Ebû Tâlibin yanında kaldı. Bu
DevamHazret-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” yedi yaşında iken şiddetli bir göz ağrısına tutuldu. Ne kadar ilâc yapdılarsa da fâide
DevamBir gün Abdülmuttalib Hicrde, Kâ’benin yanında oturuyordu. Yanında yakın dostu Buhayra üsküfü de vardı. Üsküf Abdülmuttalibe dedi ki: Biz kitâblarımızda
DevamHazret-i Muhammedin “sallallahü aleyhi ve sellem” peygamberliğini müjdeleyen hâdiselerden biri de şöyledir: Bir gün çocuklarla oynarken, Müdlec oğullarından bir gurub
DevamHazret-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” doğdukdan sonra, Seyf ibni Zilyezen, Habeşistanı aldı. Abdülmuttalib, Veheb bin Abdi Menâf ve Kureyş
DevamMedîneden Mekkeye dönerlerken Ebvâ denilen yerde, hazret-i Âmine hastalandı. Hazret-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” annesinin başı ucunda oturmuşdu. Bir
DevamMuhammed Mustafâyı “aleyhisselâm” annesi Âmine hâtun, Medînede bulunan dayıları Neccâroğullarının yanına götürdü. Ümmi Eymen de onlarla birlikde idi. Bir ay
DevamAbbâs “radıyallahü anh” Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” demişdir ki; sen beni beşikde iken islâma çağırsaydın kabûl ederdim. Sen beşikde
Devam